Jump to content

Qwinto

Hazarapet
  • Posts

    3,272
  • Joined

  • Last visited

Everything posted by Qwinto

  1. Организация защиты освобождённых территорий, раздавала вот такие листовки. Ваше мнение?
  2. Завтра утром, еду в Гюмри на пару дней к другу. Посоветуйте интересные и красивые места, желательно с приблизительным адресом. Я бы всю инфу у товарища узнал но он переехал сразу после землетрясения, и только как дня три живёт в Ленинакане, сам ещё не освоился. Помогите плиз
  3. https://zulu.ssc.nasa.gov/mrsid/mrsid.pl Если выставить максимальный zoom то чуть ли не до домов показывает. Для АКСа: наверное Азеры этой картой пользуются :lol:
  4. http://www.googlefight.com/index.php?lang=...ord2=Azerbaijan :lol: http://www.googlefight.com/index.php?lang=...=day.az%2Fforum :lol: http://www.googlefight.com/index.php?lang=...um.bakililar.az Как видно делаем всех и вся
  5. 1 Sevgi diliyle konuşan Ermeniler ve Türkler “Ağaca bakar-görmez ağacı- kendini görür Yola bakar-görmez yolu- kendini görür Yukarı bakar-yıldızlar var gökyüzünde- Ve aynaya bakar-görmez kendini- -Selam verir” Asıl adı Zareh Yaldızcıyan olan Ermeni şair Zahrad, şiirinde kendimizden başka bir şey görmemenin başkalarını görmemizi engellediğini şiirle önümüze döker. Amerika’ya giderken yanımda oturan genç bir erkekle tanıştım. Hemen yanındaki diğer üç koltukta ailesi oturuyordu. Türkçe bir iki kelam ettikten sonra İstanbul Ermenisi olduğunu söyledi ve sohbet derinleşti: “Türkiye’de yaşarken Türklerden nefret ederdim. Ailem başım belaya girmesin diye beni Amerika’ya üniversiteye gönderdi. Çünkü ‘Ben Ermeni’yim’ diye lafa başlardım ve söylenen her şeyden alınırdım, işkillenirdim.” Ayrıcalıklı olanın Türkler olduğunu düşünerek öfkelenen G. ile konuşurken kendini ne çok Türk hissettiğini algıladım. Bu, ırk anlamında değil, kültürel anlamda bir etkiydi. Bana Amerika’da bu nefret duygusundan nasıl kurtulduğunu anlattı: “Burada bilgi edinme şansım oldu ilk kez. Amerika’nın çok farklı ırklar, kültürlerden oluşan dokusu beni çok yumuşattı. İlk kez Ermeni soykırımı iddiasının pek de doğru olmadığını burada entelektüel yapıda öğrendim.” Yani resmi tarihin yaptığını yabancı yapmamış. Bunu anlatmayı başaramayan milliyetçilik ne kadar vatanseverdir acaba? Dönüp oğluyla Türkçe konuşuyor. Bir yaşındaki sevimli kızı henüz konuşamıyor. Eşini de gelip İstanbul’da beğenmiş. Aile Ermenice değil, Türkçe konuşuyor kısacası. Bizim ortak bir kültürün havuzunda yüzdüğümüz apaçık ortada. Senede iki-üç kere Türkiye’ye gitmeden yapamayan aile, Bodrum’u yeni keşfetmiş. ‘Kaliforniya’da yaşıyorum, denizi ne yapayım?’ diyen G. şimdi bir Bodrum tutkunu. Amerika’daki Ermeni bir arkadaşının da Amerika’da doğup büyümüş olmasına rağmen anneannesiyle Türkçe konuştuğunu ekliyor. “Bazı fanatik Ermenilerin olması Anadolu sevgisini azaltmadı.” diyor. Oğlunun doğumuna girdikten sonra iyi bir dindar haline geldiğini de ekliyor. Bir iki hafta sonra da Santa Monika’da Feriköylü bir Ermeni ile buluştum. 18 yıl önce yerleşmiş Arte buraya. Çin ve Kore ile ticaret yapıyor. Ve ekliyor: “Çin bütün dünyayı besleyebilecek güçte bir ülke.” Ben de 1992’de yazdığım “Uyuyan Dev: Çin” izlenimlerimden söz ediyorum ve tekstil konusunda şu yorumda bulunuyor: “Kore ve Çin tekstiline kapılarını açan Amerikan tekstili göçtü.” Arte, İstanbul’a sık sık geliyor; çünkü özlediğini söylüyor ve bir anısını aktarıyor: “Bir arkadaşımız öldü. Musalla taşında yatarken iki kişi tabutun başında bekliyordu. Sonra sırayı ben aldım ve beklemeye başladım. Türk arkadaşımın tek Ermeni dostu bendim. Sonra arkadaşlarım dalga geçti. ‘Camiye gir de namaz kıl bari.’ dediler. ‘Evet kılarım, ne var?’ dedim onlara. Allah’ımız aynı değil mi? Camiye girip haç çıkarsam ne olur ki? Ben kendimi yabancı hissetmiyorum.” Kendini Türkiye’de, bu kültüre yabancı hisseden ne çok Türk var? Adının veya unvanının yazar, şu bu olması fark eder mi? Onlar ki, hiç masalarından kalkmadan ahkâm kesenler, polis nezaretinde memleketin kentlerine gidebilenlerdir ki, yukarıdakiler kadar vatandaşım değildir. “Beyaz balina özgürce yüzüyor ve Kaptan Ahab’ın kiniyle arasını açıyordu.” diye yazar Moby Dick’te. Ahab nefretiyle Moby Dick’in sırtında asılı kalır. Doğruculuk adı altında nefretle yara temizlenmez. Bu kültürün çocukları resmi tarihe rağmen sevgiyle birbirini kucaklamayı bilir Ermeni Nataşalar 2 Uluslararası Göçmen Teşkilatı, giderek artan sayıda Ermeni hayat kadınının Türkiye'yi tercih ettiğini bildirdi. Rapora göre Ermenistan'da her geçen gün zorlaşan hayat şartları özellikle kadınları zor durumda bıraktı. Rusya, Ukrayna ve bazı Balkan ülkelerinden fuhuş yapmak için Türkiye'ye gelen kadınlara son aylarda Ermenistan'dan gelenler de eklendi. Son dönemde yüzlerce Ermeni hayat kadını Türkiye'ye giriş yaparak fuhuş sektöründe önemli bir yer edindi. Çoğunlukla Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz'de rağbet gören Ermeni hayat kadınlarının sayısının artmasından endişe ediliyor. Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik bir ilişki olmaması nedeniyle Ermeni hayat kadınlarının Türkiye'nin Tiflis veya Moskova Büyükelçiliklerinden vize alarak Türkiye'ye girdikleri belirtildi. Ermeni kadınlarının Türkiye'de belirli bir süre kalıp kendileri için yeterli yol parasını kazandıktan sonra zengin Arap şeyhlerinin bulunduğu ükkelerde çalışmayı daha çok tercih ettiği de raporda yeraldı. Arap ülkeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri, Ernmeni hayat kadınlarının ilk tercihi oluyor Hazır olun, Ermeni Tsunami'si geliyor 1 Bu yazımı, bu yıl süresince başımıza geleceklerden tam anlamıyla haberi olmayanlar veya yeterince bilgilenmemiş olanlar için yazıyorum. Bir uyarıda bulunmak, şimdiden hazırlıkların başlayabilmesi için kaleme alıyorum. Büyük bir Tsunami dalgası geliyor. Şimdiden, derinden derine, denizin uzaklarından gelen gürültüyü duyar gibiyim. Hava kararıyor ve kıyılardaki sular çekiliyor. Sözünü ettiğim Tsunami, Ermeni diasporasındaki depremden kaynaklanıyor ve kısa bir süre sonra Türkiye kıyılarına varacak. Eğer önlem alınmazsa, Uzak Doğu'daki gibi bir felaketle (insan kaybından söz etmiyorum) karşılaşılabilir. Altından kalkamayacağımız bir duruma düşebileceğiz. Bunun nedeni de, 24 NİSAN 2005 günü, Ermeni soykırım iddialarının simgesel tarihi olan 24 Nisan 1915'in 90 ıncı yıldönümü olması. Ermeniler bu fırsatı kaçırmak istemiyorlar. Yıllardan beri, Türkiye'nin seyirci kalması sayesinde dünya'ya SOYKIRIM iddialarını kabul ettirdiler. Biz istediğimiz kadar aksini iddia edelim, Ermeniler bıkmadan usanmadan, yetersiz dahi olsa, Uluslararası kamuoyunu ikna ettiler. Bugün, özellikle batı dünyasında kısa bir tur yapın ve önünüze çıkana sorun. Yüzde 90'ı, Ermenilerin Türkler tarafından soykırıma uğratıldıklarını söyleyecektir. Ermeniler işte bu yılı kaçırmak istememelerinin nedeni de bu. Helvanın altı tutmuş durumdayken, hemen harekete geçmek ve son darbeyi vurmak istiyorlar. " Son darbe" nedir ? Soykırım iddialarının daha da geniş bir kesim tarafından benimsenmesi ve halen Meclislerinden karar alamadıkları ülkeleri de ikna edip, Soykırım'ı perçinletmek. 10 yıl sonraki 100 üncü yıldönümün temelini şimdiden atmak. 10 yıl sonra, AB ile müzakerelerinin sonuna gelmiş ve tam üyelik aşamasına geçmiş Türkiye'ye "soykırımı zorla kabul ettirme" kampanyasının en önemli adımını attırmak. Bu büyük olayın ayrıntılarını resmi yetkililerin ne kadarı biliyor, belli değil. Belli olan, yıllardır sadece boşa konuşmuş ve hiçbir şey yapmamış olan Türkiye'nin yakında acı gerçeklerle karşı karşıya kalacağıdır. * * * 3 NASIL BİR DALGA GELİYOR? 2 BM VE MECLİSLERDE SOYKIRIM KARARI ZORLANACAK Ermeni diasporası, 1915 olaylarının 90 ıncı yıldönümü çerçevesinde büyük bir kampanya hazırlıyor. Konferanslar, kollok'lar, basın toplantıları, gösteriler arka arkaya gelecek. Bunlardan daha da önemlisi, şu ana kadar Soykırımı resmen Meclislerinde karara bağlamamış olan ülkelerde harekete geçilecek ve 90 ıncı yıldönüm için bu kararın çıkması istenecek. Tabii en önemlisi Amerikan Kongresinde yıllardır süren mücadele tekrar açılacak. Amerikan kongresinden Soykırım kararı çıkarılabildiği taktirde, Türkiye'nin elinin kolunun bağlanacağı hesap ediliyor. Yine aynı şekilde AB ülkelerinin üzerine gidilecek ve Milli Meclislerin AB Konseyine Soykırım konusunu bir koşula dönüştürmesi istenecek. Gizliden gizliye çalıştıkları bir diğer gelişme de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulundan bir Soykırım kararının çıkarılması için girişimde bulunulmasıyla ilgili. * * * NE YAPMALI? 3 BUGÜNKÜ POLİTİKA TÜMÜYLE DEĞİŞMELİ Ermeni Tsunamisi'ne, bunca yıl seyirci kaldıktan sonra, şimdi uyanıp son dakikada yiyebileceğimiz bir golü kale çizgisinden kurtarabilmenin tek koşulu, Türkiye'nin şu ana kadar yürüttüğü resmi politikaları yeniden gözden geçirmesi ve ileri adımlar atmasıdır. Artık "Biz, Vallahide Billahi de Soykırım yapmadık" demek, yeterli değil. Geç kalmanın faturası ödemek zorunda kalacağız, ancak mutlaka birşeyler yapmak gerekiyor. Bunlardan biri, Yalım Eralp dahil birçok düşünürün ileri sürdüğü gibi, BM çatısı altında bir Uluslararası Soykırım İddialarını İnceleme Komisyonu kurulmasının sağlanmasıdır. Zira Türkiye haklıdır. Soykırımdan söz edilemez. Ancak bunu anlatamamıştır. Tren kaçırılmıştır. Yumurta kapıya dayanmıştır. Tek çıkış yolu, konuyu Uluslararası bilim adamlarının, araştırmacıların önüne koymaktır. Bu şekilde gerçeklerin anlaşılma olanağı doğar. Göreceksiniz, Ermeniler bundan kaçacaklardır. Uluslararası hiçbir çalışmaya yanaşmayacaklar veya sadece kendi yandaşlarıyla yapılacak bir çalışmayı isteyeceklerdir. Marifet, masadan kaçamayacakları bir ortam yaratmaktır. Bu çalışmalar gerçekleştirilebildiği taktirde, bir zaman kazanılacaktır. Bu zaman dilimi içinde de, Türkiye Ermenistan ile ilişkilerini ticari alanda genişletir, kara kapısını açabilir. Uluslararası tribünlere hitap edecek jestler yapabilir. Tek hata, hiçbir şey yapmadan seyretmek ve kendi kendimize propagandaya devam etmek olur. Sezer'den Debre'ye: 4 Ermeniler de arşivlerini açsın Sezer, Ermeni sorununun bağımsız bir komisyonca incelenmesini öneren Fransa Ulusal Meclis Başkanı'na, "Bunu Ermenilere söyleyin" diye cevap verdi Fransa Ulusal Meclis Başkanı Jean Louis Debre, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e Türkiye'deki "laiklik uygulamasını" sordu. Türkiye'nin ulusçuluk, demokratiklik, hukuka bağlılık ve laiklik gibi temel ilkeleri olduğunu vurgulayan Sezer de, "Bunlara sonsuza kadar bağlıyız. Bizim bu ilkeden taviz vermemiz hiçbir zaman söz konusu olamaz" karşılığını verdi. Çankaya Köşkü'ndeki görüşmede sözde Ermeni soykırımı tartışmalarını da gündeme getiren Debre, "Ders vermeye gelmedim. Ancak önerim var. Ermeni sorunu militan olmayan bilim adamlarınca incelenebilir. Bağımsız komisyon oluşturulabilir. Türkiye arşivlerinde objektif çalışma yapılabilir" dedi. 'Ermenilere söyleyin' Sezer de, "Objektif bir kurulun konuyu incelemesini biz yıllardır söylüyoruz. Arşivlerimizi dahi açtık. Ancak Ermeniler bırakın arşivlerini açmak, uluslararası çalışmaları da engellemeye çalışıyor. Bunu bize değil, Ermenilere söyleyin. Onlar da arşivlerini açsın" karşılığını verdi. Başbakan Erdoğan da Debre'ye, "Onların tarihçilerinin iddiaları varsa, bizim tarihçilerimizin de var. Türkiye, Ermeni vatandaşlarıyla sorun yaşamıyor. Bir adım atılacaksa, Ermeniler arşivlerini açsın" diye konuştu. Debre de "Tarihin üzerine makyaj yapmamak, kapatmamak lazım" şeklinde konuştu. Dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'le de görüşen Debre, daha sonra Kumkapı'daki Türkiye Ermenileri Patrikliği'ni ziyaret etti. Debre, Patrik Mesrob II ile 45 dakika görüştü. Fransız'ın Sevr şovu Türkiye'deki dinsel özgürlük ve Ermeni soykırımı iddialarına odaklanılan Türkiye - Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu toplantısı başladığı gibi gergin bitti. Çıkışlarıyla Komisyon'un Türk üyelerini "bezdiren" Fransız parlamenter Jacques Toubon, şovunu kapanış oturumunda da sürdürdü. Toubon, Türkiye'den Sevr Antlaşması'nı kabul etmesini istedi. Toplantının son gününde Türkiye'nin komşularıyla ilişkileri ele alındı. Toubon, Ermeni soykırımı iddialarını gündeme getirerek, bu konuda Avrupa Parlamentosu'nun aldığı bir karar olduğunu söyledi ve "Türkiye'nin AB'ye üye olabilmek için Ermeni soykırımını tanıması gerektiğini" savundu. Bununla da yetinmeyen Toubon, Türkiye'nin Sevr Antlaşması'nı da kabul etmesini talep etti. CHP milletvekili Şükrü Elekdağ ve Türkiye'nin AB nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Oğuz Demiralp, Toubon'a tepki göstererek söylediklerinin kabul edilemez olduğunu dile getirdiler. Toubon'un toplantıdaki en büyük destekçisi Rum parlamenter Marios Matsakis de Türk parlamenterlere, "Siz 20. yüzyılda 3 soykırım yapmış bir ülkeyi temsil ediyorsunuz. Önce Ermenileri, sonra Rumları sonra da Kürtleri katlettiniz" demişti.
  6. Хотелось бы узнать у форумджанов кто и где участвует, и какие форумы вы просмативаете, кроме горячо любимого Hayastan.com Я не участвую больше нигде. Но каждый день просматриваю форумы: ОпенАрмения Дейаз Бакилиларня Газетаснг Иудеа.ру Изредка форум на Геноцид.ру и Ереван Ну и куда яндекс приведёт!
  7. Qwinto

    Сумгаит

    Вчера по ТВ слышал что 28февраля в 13.00, будет траурное шествие на Цицернакаберд, в честь очередной годовщины Сумгаитских событий. Слышал ли кто-нибудь об этом? Из форумджанов кто-либо пойдёт?
  8. Как узнать из какой страны IP адрес?
  9. Qwinto

    А С А

    АСА - Армянская студенческая ассоциация. Находится в г. Москва. У кого-нибудь есть информация об этой организации? Существует ли она сейчас? Если существует то чем занимается?
  10. В мире есть несколько городов которые вызывают у меня интерес. В связи со своим названием. Например город Арарат в Австралии, который находится немного северо-западней от города Мельбурн. Конечно можно предположить что этот город основан молоканами или ещё какими-нибудь христианами, по аналогией с горой Арарат. Но мне кажется что город наш. Наш не в прямом смысле слова, а основан Армянами. Или город Армения в Колумбии, почему у него такое название. Есть ли у кого-нибудь информация о этих городах и им подобных.
  11. Вопрос ко всем кто в России. Скажу немного за себя. Россия повлияла на меня очень отрицательно. Если бы я жил в Армении, то всё было бы по другому. Хотя всё зависит от человека, но место жительства имеет значение. По пунктам. 1. Беспорядочные половые связи. 2. Женитьба на Русской (сволочью оказалась), вовремя одумался (развёлся). Больше никогда не повторю этой ошибки. 3. Наркотики, перепробовал много всякой дряни. О чём глубоко сожалею. 4. Ну и немного алкоголизма. 5. Почти разучился говорить по Армянски, сейчас наверстал всё упущенное. Больше что-то ничего в голову не лезет. Просьба не считать эту тему провокационной, или оскорбляющей Россию и Русский народ. Извините заранее если кого обидел.
  12. Случайно изменил скин с English buttons на Hayastan_new, пытаюсь изменить обратно или на Русские кнопки, но не получается пишет Error on page.
  13. КАЛЕНДАРЬ игр ХIII Международного турнира по футболу «Кубок Чемпионов Содружества» (15-23 января 2005 года) 15 января (суббота) 1. «Шериф» - «Нефтчи» -15-00 - манеж Динамо 2. «Вит Джорджия – «Пахтакор» -17-00 - -«- 3. «Динамо» Мн – «Кайрат» -19-00 - -«- 4. «Левадия» - Сб. Молодежная России -15-00 - манеж Спартак 5. «Сконто» - «Регар–Тадаз» -17-00 - -«- 6. «Дордой-Динамо» - ФБК «Каунас» -19-00 - -«- 16 января (воскресенье) 7. «Нефтчи» - «Небитчи» -15-00 - Динамо 8. «Динамо» Мн – «Левадия» -17-00 - -«- 9. ФБК «Каунас» - «Вит Джорджия» -19-00 - -«- 10. Сб. Молодежная России – «Кайрат» -15-00 - Спартак 11. «Пюник» - «Регар–Тадаз» -17-00 - -«- 12. «Пахтакор» - «Дордой-Тадаз» -19-00 - -«- 18 января (вторник) 13. «Сконто» - «Пюник» -15-00 - Динамо 14. «Левадия» - «Кайрат» -17-00 - -«- 15. ФБК «Каунас» - «Пахтакор» -19-00 - -«- 16. «Динамо» Мн–Сб. Молодежная России-15-00 - Спартак 17. «Небитчи» - «Шериф» -17-00 - -«- 18. «Дордой-Динамо» - «Вит Джорджия» -19-00 - -«- 19 января (среда) – четвертьфиналы 19. 1 место гр. «А» - 1 место гр. «В» -16-00 - Динамо 20. 1 место гр. «С» - 1 место группы «Д» -19-00 - Динамо 21 января (пятница) - полуфиналы 21. Победитель матча 20– «Динамо» Киев -16-00 - Динамо 22. Победитель матча 19- «Локомотив» М -19-00 - Динамо 23 января (воскресенье) 23. ФИНАЛ - Динамо Надеюсь наши будут играть в ФИНАЛЕ
  14. Qwinto

    Тир

    Вопрос к юзерам из Армении. Есть ли в Ереване или в окрестностях хороший тир??? В Москве есть один отличный комплекс где и пострелять и выпить можно. Это не реклама! Надо что-нибудь наподобие.
  15. http://www.kp.ru/foto/021204/18PMBIG.JPG Вот нашёл в дебрях интернета такую таблицу. Таблица от 2001года. Кто знает как сейчас обстоят дела в нашей армии и изменилось ли соотношение численности и вооружения ВС РА И АР
  16. Давид Бен Гурион, первый глава правительства Израиля Женщины участвовали в обороне страны еще до создания Государства Израиль. В начале 20-го века женщины внесли существенный вклад в охрану молодых изолированных друг от друга еврейских поселений. В период британского мандата (1922-1948 гг.) они принимали активное участие в обороне еврейского населения от арабских нападений, многие присоединились к борьбе против британских ограничений еврейской иммиграции и заселения страны. Когда началась вторая мировая война, около 5 тысяч женщин включились в борьбу против нацистской Германии, из них 2 тысячи были заброшены за линию фронта в ходе парашютных десантов. В войне за Независимость Израиля 1948-49 гг. женщины сражались плечом к плечу с мужчинами в рядах только что созданной Армии обороны Израиля (ЦАХАЛа). После создания государства в 1948 г. мужчины и женщины, достигшие 18-летнего возраста, стали призываться на обязательную военную службу: мужчины сроком на 3 года, женщины - на 20 месяцев. Женщины служат в армии, воздушных силах и во флоте в качестве солдат, сержантов и офицеров. Почти две трети армейских специальностей открыты для женщин, которые наряду с мужчинами заняты в администрации и службах снабжения, а также привлечены к выполнению сложных технических и специализированных задач, включая подготовку солдат к боевым действиям. Женщины-военнослужащие имеют двойную приписку: к соответствующему роду войск и Женскому корпусу (ХЕН). Женский корпус находится под командованием бригадного генерала, входящего в Генеральный штаб ЦАХАЛа, и несет ответственность за подготовку, условия службы и дисциплину женского состава армии. Молодые люди, поступившие в высшие учебные заведения на специальности, в которых заинтересована армия, получают отсрочку и проходят военную службу согласно полученной специальности после окончания учебного заведения. Многие женщины, которые не служат в Армии обороны Израиля по религиозным соображениям, проходят национальную добровольческую службу в школах, больницах, домах престарелых, реабилитационных центрах для инвалидов и т.п. в течение года или двух лет. Около 17% женщин остаются служить в ЦАХАЛе по контракту после прохождения обязательной службы. Большинство из них остается на службе даже после вступления в брак и появления детей. Они служат на командных должностях, в технических и административных подразделениях. 18% кадрового состава израильской полиции - женщины, и почти пятая их часть имеет офицерские звания. Женщины-полицейские работают на самых разных участках: в транспортной службе и в угрозыске, в лабораториях и администрации. Многие из них имеют юридическое образование и служат в качестве юридических советников и прокуроров. Равенство женщин и мужчин, носящих форму, выражается в равной плате за равный труд, в назначении на должность в соответствии с профессиональной подготовкой, способностями и служебной целесообразностью в равных условиях труда. Пример израильтянок, служащих в армии и полиции, особенно убедительно показывает, что приходит конец сегрегации в профессиональной сфере и ломаются стереотипы, ограничивавшие трудоустройство женщин определенным кругом профессий и специальностей. А почему бы и в Армении пр-во не введёт обязательную службу в армии, для женщин? Мы же тоже как и Евреи, в постоянной опасности. Хотелось бы узнать мнение наших дам по этому вопросу.
  17. Где в инете можно найти песни - Зартнир Лао и Ерагуйн дрош? Спасибо если кто подскажет.
  18. Всем привет. У меня к Вам пара вопросов. Я москвич, сейчас нахожусь в Ереване. Как мне попасть в Арцах, точнее в Мардакерт? Откуда ездят автобусы? Сколько стоит билет? И нужен ли мне какой-либо пропуск, у меня паспорт РФ? При проверки документов будут ли какие-нибудь проблемы с милицией или военными? Заранее спасибо за ответы.
×
×
  • Create New...